Ulthera ile Ameliyatsız non invaziv sadece 20dk süren bir işlemle kaş kaldırmak mümkün.Artık Ameliyatın verdiği sıkıntılardan kurtulacaksınız.Sadece Cihaz ile Kaş kaldırma işlemi yapıyoruz.Tabiki Kaş alın bölgesine doğru Kalktığını hemen farkediyorsunuz.İşlemimiz Garantilidir.Ve hiçbir yan etkisi yoktur.
Botoks,Dolgu,Yuz Germe,Mezoterapi, Juvederm,Allergan, Medikal Estetik Ürünleri Toptan Satışı Sipariş +995593243303
27 Ocak 2017 Cuma
Eklem ve Kikirdak Sorunlarına Ağrılarına,Ödemlerine Ameliyatsız Çözüm
Eklem ve Kıkırdak Sorunları,günümüzde çok sık karşılaşılan bir problemdir.30 Yaşlarından sonra görülen eklem ve kıkırdak sorunları zamanında müdahale edilmezse yürüyememeye,eğilememeye bile sebep olabilir.Size önereceğim Tamamen Bitkisel ürün 7 gün içinde etki göstermez ise ücret iadesi yapıyoruz.Bizzat test ettiğimiz bu bitkisel ürün kesinlikle ilaç değildir.Ve İlgili kurumlardan Tüm gerekli, izinleri alınmıştır.
26 Ocak 2017 Perşembe
Botoks İle Migren Tedavisi Baş Ağrılarınızdan Kurtulun
BOTOKS İLE MİGREN TEDAVİLERİ
Yüz ağrılarında son dönemlerde migren bir hayli artış göstermiştir. Migren bayanlarda erkeklere oranla fazla görülür. Bunun nedeni hormonal düzensizlik ve kadınların yapılarının daha hassas ve duygusal olmasıdır. Bunun yanı sıra sosyolojik ekonomik durum, obezite ve yetersiz dengesiz beslenme, stress diğer etkileyen faktörlerdir. Migren, daha çok genç yaşlarda ortaya çıkar. 19-44 yaş arası daha çok görülür. Tabiki 45'ten sonra da migren görülmektedir.
Migren her tanıya göre farklılık gösterir. Profilaktif hastalarda tedaviye rağmen hastanın ağrıları devam ediyorsa ve sıklaşıyorsa kronik migren tedavisine gidilir. Kronik migren tedavisinin etkili,kolay ve güncel tedavisi botolinum toxin tedavisidir. Ağrı yapan Kaslara botoks toksini dediğimiz madde enjekte edilerek kasların aktivitesini azaltmayı amaçlanır. Kasların hareketi azalınca ağrı da azalır.. Botoks tedavilerinde, ağrı olan kas gruplarına 7 ayrı bölgede toplam 31 noktaya botolinium toksin enjeksiyonu yapılır. Daha fazla gergin olan kas gruplarına daha fazla ünite enjekte ederken, az gergin olan kas gruplarına daha az ünite botoks enjekte edilerek tedavi uygulanır.Kronik migren hastalarına bu tedavi uygulanır.
20 Ocak 2017 Cuma
Mezoterapi İle Göz Altı Morluğu Tedavileri
Göz Altı Morluk Mezoterapisi
Günümüzde Çoğu insanın göz çevresinde oluşan morluklar,dış etkenlerin yanı sıra yaşın ilerlemesine ve genetik yapıya da alakalıdır. Görüntü olarak adeta madde bağımlısı gibi dolaşmanıza sebebiyet veren bu problemler kişinin yüzünün daha yorgun görünmesine ve olduğundan daha yaşlı görünüm sunar.
Günümüzde insanların hayat şartları, yoğun iş temposu,stress, uykusuz geçen düzensiz geceler, düzensiz uyku, kişinin daha yorgun gözükmesine sebep olur. Bunun yanında yaşın ilerlemesiyle birlikte cildin elastik yapısının da zamanla kaybolarak cildi gergin gösteren kollajen enziminin azalması yüz ifadesinde deformasyonlara yol açar. Gözaltı morlukları, halkalanmalar, göz kenarında oluşan kaz ayakları cildin nemini sağlayan kollajen maddenin azalmasından kaynaklıdır.
Dermaheall Dark Enjeksiyonumuz ile gözaltı morlukkları 4-6 seansta giderilmektedir.
12 Ocak 2017 Perşembe
Gida intolerans Test Chambridge York Test Besin Testi
BESiN DUYARLILIK TESTi
Chambridge Besin İntolerans Testi York Gıda Testi
Cambridge Besin İntolerans Testlerinde (Cambridge Nutritional Sciences) 4 IgG türünü de inceleyen “Subclass 4 IgG Examination” tekniğini uygular. Bu nedenle evrende en güvenilir Gıda kan testlerinden biri olma özelliğine sahiptir.
Cambridge testleri parmak ucundan alınan birkaç damlalık kan ile hareket ederler.Ufak uygulama farklılıkları olan benzer olan aparatlar kullanılır. Kan örneğini toplama, normal düzeyde ve akıcı kanı olan kişilerde kısa süren yormayan bir uygulamadır.
Cambridge testleri parmak ucundan alınan birkaç damlalık kan ile hareket ederler.Ufak uygulama farklılıkları olan benzer olan aparatlar kullanılır. Kan örneğini toplama, normal düzeyde ve akıcı kanı olan kişilerde kısa süren yormayan bir uygulamadır.
Karmaşık şekilde seyreden besin etkileri ilk olarak günlük yaşamımızı etkiler ve “açıklanamaz” gibi görülen semptomların sebeplerini teşhis etmek genellikle zordur. IgG merkezli besin intoleransı semptomlarını deneyimleyen insanlar, çoğu zaman sağlık personelleri ve medya tarafından durumlarının “tamamen zihinsel” olduğuna inandırılırlar ve sebebin bulunmasındansa durumlarının fiziksel belirtileri tedavi edilir. Ama artık sorularınızın cevapları ve semptomlarınızın sebeplerini tanımlayarak uzun süreli rahatlama sağlayacak bir besin gıda alerjisi intoleransı testi uygulanmış olur.
Besin alerjisi gibi hayatı tehdit edici olmamasına kaşın, besin intoleransının, insanların normal sağlıklı bir hayat yaşamalarına belirgin ve ağır şekilde etki edebileceği göz ardı edilmemelidir. Besin gıda intoleransı son derece yaygındır ve nüfusun %55′ini etkisi altına aldığı tahmin ediliyor. Besin gıda intoleransı yaşayan birçok insan birden çok semptomları deneyimler. Semptomlar çoğu zaman belirsizdir ve problemin asıl sebebi olan besin her zaman doğru tanımlanamaz.
Besin gıda intoleransı, kendini birçok farklı değişik şekilde gösterebilen , bünyemizin belli besinlere karşı gösterdigi olağandışı bir tepkidir. Diğer insanlar irritabl bağırsak sendromu, migren ve deri ya da solunumla ilgili şiddetli problemleri deneyimlerken, bazıları şiddetli baş ağrısı gibi tek bir semptom yaşayabilir. Besin alerjisinin aniden gelişen semptomlarına benzemediğinden ve besin intoleransı semptomlarının görülmesi saatler ve hatta günler alabildiğinden , belli başlı semptomlar için katalizör görevi gören besinin farkına varmak zordur. Aslında, bir besin gıda intoleransı testini takip etmek, besine özgü IgG antikorlarının ortaya çıkarılmasını ve sonuç olarak bulunan besinin eliminasyonuyla (diyetten çıkarılmasıyla), birçok insanın hayatları boyunca şikayetçi oldukları intolerans sonucu gelişen semptomlarını ortadan kaldırabilmesini ya da hafifletmesini sağlayabilecektir.
Besin Alerjisi Besin İntoleransıyla aynı şey değildir.
Ama bu iki sözcük çoğu zaman karıştırılırlar.
Klasik bir besin alerjisi (Fıstık ya da kabuklu deniz hayvanlarına alerji gibi), genellikle ani gelişen ya da sıklıkla immun bağışıklık sistemin belli bir besine maruz kalmasıyla şiddetli reaksiyon geliştirmesiyle karakterizedir.
Besin alerjisinin semptomları; hapşırma, kızarıklık, deri/cilt iritasyonu, egzama, burun akıntısı, aşırı yorgunluk hali, diyare ve kusmadır. Semptomlar normalde,iki saate kadar ertelenebilmelerine rağmen, uyarıcı besinin yenmesi ya da dokunulmasıyla gelişir.
Besin alerjisinin semptomları; hapşırma, kızarıklık, deri/cilt iritasyonu, egzama, burun akıntısı, aşırı yorgunluk hali, diyare ve kusmadır. Semptomlar normalde,iki saate kadar ertelenebilmelerine rağmen, uyarıcı besinin yenmesi ya da dokunulmasıyla gelişir.
Besin alerjisi, duruma bağlı görülmesiyle nüfusun sadece %3′ünda görülür. En sık rastlanan örnekler; yer fıstığı, ağaçta yetişen çerezler (badem ve brezilya fıstığı), yumurta, süt, balık ve kabuklu deniz hayvanlarıdır.
Besin alerjisi kaynaklarına maruz kalınması durumunda, vücut bu besinlerde bulunan alerjenlerle savaşması icin spesifik antikorlar (IgE) üretir. Besinin sonraki tüketiminde, immune sistemde histamine ve diğer doğal yolla oluşan kimyasalların salınımıyla bir immune tepkisi başlatılır. Besine karşı geliştirilen alerjik reaksiyonlar ciddiyetlerine göre oldukça gelişebilir ve bazen ölüme sebebiyet verebilir.
Kısaca besin intoleransı ve alerjisi;
Reaksiyonlar genellikle gecikir / ertelenir ve semptomların görülmesi birkaç gün alabilir.
Birkaç farklı besine intoleransınız olabilir.
Bireyler, migrenden şişkinliğe, diyareye, rehavete ve bir iyi hissetmeme haline kadar çoklu semptomlardan sikayetçi olabilirler.
Kanda görülen IgG antikorları saptanabilir.
Reaksiyonlar genellikle çabucak görülür, reaktif besinle maruz kaldıktan en fazla 2-3 saat sonra
Reaktif besinin mideye ulaşmasının hemen ardından vücudun IgE immune harekete geçer.
Semptomlar; zor nefes alma, kızarıklık, kabartı, burun akıntısı ve anaflaktik şok olabilir. Bunlar potansiyel yaşamı tehdit ederler.
Birkaç farklı besine intoleransınız olabilir.
Bireyler, migrenden şişkinliğe, diyareye, rehavete ve bir iyi hissetmeme haline kadar çoklu semptomlardan sikayetçi olabilirler.
Kanda görülen IgG antikorları saptanabilir.
Reaksiyonlar genellikle çabucak görülür, reaktif besinle maruz kaldıktan en fazla 2-3 saat sonra
Reaktif besinin mideye ulaşmasının hemen ardından vücudun IgE immune harekete geçer.
Semptomlar; zor nefes alma, kızarıklık, kabartı, burun akıntısı ve anaflaktik şok olabilir. Bunlar potansiyel yaşamı tehdit ederler.
Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, besin intoleransına bağlı gelişen semptomlardan şikayetçi bireylerde soruna sebep olan besini belirlemenin, eliminasyon diyetlerinden çok daha etkili, uygulaması kolay ve kısa yollarını göstermektedir.
İngiltere Diyetisyenler Derneği’nin 2005 yılında, ‘Alerji ve besin intoleransı testleri hakkındaki gerçek’ başlığını verdiği yayına göre, uygulanan 6 farklı gıda guruplandirilmistir.
Besin İntolerans Testleri;
Cambridge Besin İntoleransı Testi Food Detective; dünyanın en hızlı sonuç veren gıda intoleransı testi olma özelliğine sahiptir. Sıklıkla tüketilen 60 Gıdaya karşı hassasiyetinizi araştırır. Cambridge, 24 saat içerisinde Food Detective test sonucunuzu, 7 gün içerisinde de sonucunuza uygun hazırlanmış raporunuzu size teslim eder.
Benzerleriyle kıyaslandığında gerek zaman gerek maliyet açısından çok ekonomiktir.Food Detective, kişiye özel tek kullanımlık makro array teknolojisiyle çalışan bilimsel kitlerle uygulanmaktadır.
Besin İntoleransı Testi Food Print; bilimin besin intolerans test-lerinde geldiği son nokta olan mikroçip (bioçip, DNA-çip, gen-array gibi isimlerle de anılan) yüksek teknolojisiyle size 120 yada 200′ den fazla besine karşı intolerans derecelerinizi en ayrıntılı şekilde raporlar.
Besin Gıda İntolerans Testleri; bağışıklık sistemi yeterince gelişmiş 2 yaş üzeri çocuklara ve bağışıklık sistemiyle ilişkili medikal bir sağlık sorunu bulunmayan tüm yetişkinlere uygulanabilmektedir. Gebelik ve doğumdan 6 ay sonrasına kadar olan dönemde uygulanması sonucun doğruluğunu etkileyebileceğinden önerilmez.
Eğer aşağıda belirtilmiş semptomlardan birine sahipseniz besin intoleransınız olabilir. Besin intoleransı olanlar aynı zamanda birden çok semptoma sahip olabilirler.
Kilo Kontrol SorunlarıKronik Yorgunluk Sendromu
Dikkat Eksikliği
Migren – Baş Ağrısı
Uyku Bozuklukları
Kaşıntılı Cilt Sorunları
Konstipasyon
Diyare
Malabsorpsiyon
Gastrit
Fibromiyalji
Anksiyete (Endişe-Kaygı) (Akut veya Kronik)
Depresyon
Ödem
Şişkinlik
Hiperaktivite
Inflamatuar Bağırsak Hastalığı
Irritabl Bağırsak Sendromu
Artrit
Astım
Bronşit
Çölyak Hastalığı
Kistik Fibrozis
Yatak Islatma
Kilo Kontrol Sorunları
Sizinle aynı yaş – boy – kilolardaki kişiler rahat rahat kilo verirken siz veremiyor ya da kilo verseniz de kısa bir süre içinde geri alıyorsanız. Diyet ve Spor yapmanıza rağmen yağlanmanız önlenemiyorsa. Sürekli tatlı – çikolata krizleri ile mücadele ediyorsanız;
Kronik Yorgunluk Sendromu
Ne kadar dinlenirseniz dinlenin, vitaminler – meyve suları vs ne içerseniz için sürekli yorgun, halsiz, hastaymış gibi hissediyorsanız ve içinizden hiçbirşey yapmak gelmiyorsa
Dikkat Eksikliği
Herşeyden çabuk sıkılıyor ve bıkıyorsanız. Konsantre olmakta güçlük çekiyor, okuduğunuz kitap biraz kalın ya da izlediğiniz film biraz uzunsa sonunu getiremiyorsanız
Migren – Baş Ağrısı
Işığa ve sese hassasiyetle seyreden şiddetli baş ağrılarınız varsa Yemek yedikten bir süre sonra migren ataklarınız tetikleniyor ve baş ağrılarınız çekilmez bir hal alıyorsa
Uyku Bozuklukları
Uykusuzluk, uykuya dalma güçlüğü, gece sık sık uyanma, sabaha karşı uyanma ve bir daha uyuyamama şeklinde sorunlarınız varsa, uyuduğunuz halde kendinizi uykunuzu alamamış ve dinlenmemiş hissediyorsanız
Kaşıntılı Cilt Sorunları
Dermatit, egzema ve ürtiker gibi birçok kaşıntılı cilt probleminden bir ya da birkaçından şikayetçiyseniz
Konstipasyon
Bağırsak hareketleriniz normale göre azsa, yeterince su içtiğiniz, sağlıklı beslendiğiniz halde tuvalet ihtiyacınızı gidermede güçlük çekiyorsanız
Diyare
Günlük dışkınızdaki su miktarı 200ml’nin üzerindeyse, bağırsak hareketleriniz normalden çoksa ve besinler sindirilemeden atılıyorsa,
Malabsorpsiyon
Bağırsakta emilim fonksiyonlarınız bozuksa,
Gastrit
Midenin iç yüzünde bulunan mukoza tabakasında iltihaplanma varsa, karnın üst tarafında ağrı, mide bulantısı, kusma, geğirti, iştah azalması, şişkinlik gibi şikayetleriniz varsa,
Fibromiyalji
Sırt, boyun, omuzlar ve kalçalarda belirgin olmak üzere yaygın kas-eklem ağrısı, yorgunluk, sabah tutukluğu gibi şikayetleriniz varsa,
Anksiyete (Endişe-Kaygı) (Akut veya Kronik)
Kaygı, bunaltı, sıkıntı ve korkuya benzer bir hisse kapılıyorsanız, sürekli kötü bir şey olacakmış gibi nedeni belirsiz bir endişeye kapılıyorsanız. Örneğin kalbiniz hızla çarpmaya başlıyor, titreme, terleme, gözbebeklerndei büyüme, ürperti, tüylerin diken diken olması vb. fizyolojik durumlarınız oluyorsa. Tüm bunlar bazen çok hafif bir tedirginlik ve gerginlik duygusundan panik derecesine kadar varan değişik yoğunluklarda yaşanabiliyorsa
Depresyon
Mutsuz, karamsar ve ümitsizlik, en severek yaptığı işler bile artık zevk vermez olduysa, kendinizi hüzünlü ve yalnız hissediyorsanız, suçluluk ve çevreye ilgisizlik gibi durumlarınız varsa,
Ödem
Ellerde ayaklarda ve göz kapaklarında ödem şeklinde şişmeniz varsa, yüzükleriniz ve ayakkabılarınız sıkıysa,
Şişkinlik
Genelde yemek yedikten bir süre sonra karın ile göğüs bölgesi arasında ve göbek civarında şişkinlik, hazımsızlık ve gerginlik hissiniz varsa, uzun süre birşey yemeseniz de bu his geçmek bilmiyorsa,
Hiperaktivite
Devamlı huzursuzluk, sebebsiz bağırma, uykusuzluk, hiçbir şeyden memnun olmama, aşırı telaşlılık ve hareketlilik varsa,
Inflamatuar Bağırsak Hastalığı
Crohn Hastalığı, ülseratif kolit ve bunun gibi hastalıklarınız varsa, sık olarak ani ishal atakları, sürekli dışkı yapma isteği, ateş, nabız yüksekliği (taşikardi), kilo kaybı, kramp şeklinde karın ağrısı, bazen yaşlılarda kabızlık, eklem iltihapları, ağızda aftlar, göz bozuklukları, safra yolu darlığı (primer sklerozan kolanjit), böbrek taşları, toplar damar tıkanıklıklarından şikayetçiyseniz
Irritabl Bağırsak Sendromu
Haftada en az üç kere ya da bir günde üç defadan fazla dışkılama yapıyorsanız, dışkılama çok sert ve pelte şeklinde, kramp şeklinde karın ağrısı, acil şekilde dışkılama hissi varsa, dışkılama ya da gaz çıkarma ile rahatlama varsa, kabızlık veya ishal varsa, bazen kabızlık ve ishal birbirini birbirini takip ediyorsa, şikayetler yemekten sonra veya stres durumunda artıyorsa, dışkılama zamanı ve sıklığı değişkense, dışkılama ile birlikte sümük şeklinde salgı varsa
Artrit
Bir eklemde, tipik olarak bir dizde, omuzda, kalçada, ayak bileğinde, dirsekte, el parmağında veya bilekte ağrı ve tutulma, etraftaki dokularda sıcaklık ve kırmızılık, üşümeler, ateş ve kuvvetten düşme hali varsa
Astım
“Soluk alıp verirken göğsümde ıslık sesleri işitiyorum”, “Göğsümde sıkışma hissi oluyor”, “Durup dururken nefesim sıkışıyor”, “Ard arda öksürüyorum”, “Hareket ederken veya bir hareketten hemen sonra öksürüyorum”, “Hareket ederken veya bir hareketten hemen sonra nefesim daralıyor”, “Geceleri devamlı öksürüyorum”, “Bu belirtilerin bir veya birden fazlası beni gece uykudan uyandırıyor” diyorsanız
Bronşit
Öksürük ve öksürük sonrası gelen balgam, şiddetli ve inatçı bir öksürük varsa, öksürükle birlikte, iltihabın neden olduğu ağrı, göğüs bölgesinde daha şiddetli bir şekilde hissediliyorsa,
Çölyak Hastalığı
Hiçbir belirti olmayacağı gibi, bazen ara ara meydana gelen ishal; karın ağrısı; şişkinlik ve geğirme gereksinimi; kötü kokulu, açık renkli, yağlı ve yüzen dışkı gibi belirtiler varsa,
Kistik Fibrozis
Hırıltılı güç soluma, fazla miktarda balgam çıkarma, öksürük, zatürre, bronşit gibi akciğer enfeksiyonları, nefes darlığı gibi akciğer sorunları varsa, iştah normal fakat kilo alınamıyor ve kilo kaybediliyorsa, ileri yaşlarda barsaklarda tıkanma gibi sindirim sistemine bağlı belirtiler varsa,
Yatak Islatma
Gece boyunca çok idrar üretimi ile uyanma bozukluğu, uyku sırasında idrar mesane kapasitesinin yetersizliği ve aşırı kasılmalardan şikayetçiyseniz besin intolerans testi ile semptomlarınıza çözüm bulabilirsiniz.
8 Ocak 2017 Pazar
Sac Mezoterapisi Sac uygulamasi ile Gur saclar
Mezoterapi, cildin orta tabakasına uygulanan bir tedavi yöntemidir. Saç Mezoterapisi, saçın ihtiyacı olan vitaminlerin, minarellerin, proteinlerin, vs. saçlı deri içine çok ince iğnelerle enjekte edilmesidir. Saç Mezoterapisi, kıl köklerini besleyen vitaminlerin, antioksidanların ve kan dolaşımını arttırıcı ilaçların 2 veya 4 mm’lik özel iğneler ve bir enjektör vasıtasıyla direkt kıl köklerine verilmesine dayanır. Hücresel metabolizma uyarılır ve dokuları canlandırmak için hazırlanmaktadır.
Mezoterapi saç dökülmesini iyileştirmek ve kontrol altına almak için ek bir yöntemdir. Sonuçlar yüz güldürücü ve kalıcıdır.
Saç gelişimi için gerekli olan eksiklerin giderilmesiyle daha dolgun, hacimli ve parlak saçlara sahip olunur. Yan etki riski oldukça az ve ihmal edilebilir olup, etki çok kısa sürede elde edilir.
Saç Mezoterapisine Kimler İhtiyaç Duymaktadır?
Saç Mezoterapisi, hem kadına hem de erkeğe başarıyla uygulanabilmektedir.
Mezoterapiden fayda gören saç dökülmeleri:
- Strese bağlı, mevsimsel, metabolik nedenli saç dökülmeleri
- Gebelik sonrası ani saç dökülmeleri olarak sıralanabilir.
- Strese bağlı, mevsimsel, metabolik nedenli saç dökülmeleri
- Gebelik sonrası ani saç dökülmeleri olarak sıralanabilir.
Özellikle kıl kökünde bir küçülmenin gözlendiği ve kılın oluşum ve büyüme evresinde görülen Erkek Tipi Saç Dökülmesi için mezoterapi uygulanması faydalıdır.
Hormonal ve genetik saç dökülmelerinde ise bu yöntem destek tedavi olarak tercih edilebilir. Mezoterapi uygulamasında kullanılan karışım içeriği kişinin ihtiyaçlarına göre düzenlenebilmektedir.
Saç Mezoterapisini Kaç Seansta ve Hangi Aylarda Uygulanır?
Kişinin kendi mevcut saçları daha sağlıklı bir görünüme kavuşmuş olur. Saçın ihtiyacına göre haftada bir veya iki seans uygulanabilir. 5 ila 10 seans sonrasında saçlardaki dökülme tamamen durmuş olur. Her bir seans ortalama 40 dakika kadar sürer. İlk 4 seans haftada 1 kez, son 4 seans on beş günde 1 kez yapılır.
Mevsim geçişleri olan Eylül-Ekim ayları ile Nisan-Mayıs aylarında birer kez Saç Mezoterapisi yapmakta fayda vardır. Bu durum saç ekimi hastaları veya riskli hasta gurubu için daha da önemlidir.
Bazı doktorlar düzenli olarak ayda bir mezoterapi yaptırmalarını hastalarına önerilir.
Saç Mezoterapisi Sonrası Hastanın Dikkat Etmesi Gerekenler Nelerdir?
Hastanın mezoterapi sonrası saçlarını yıkamaması, ıslatmaması ve herhangi bir ilaç sürmemesi gerekir. Bu kurala evde kullanılmak üzere verilmiş saç bakım kürleri de dahildir.
6 Ocak 2017 Cuma
UV DİŞ BEYAZLATMA İLE BEMBEYAZ DİŞLER
Diş Beyazlatma
Ofis tipi diş beyazlatma klinikte uygulanan diş beyazlatma yöntemidir. Çok daha kısa sürede etkin bir beyazlama sağlar.Uzman tarafından dişlerin üzerine sürülen beyazlatma jeli UV ışını ya da lazer yardımıyla aktif hale getirilir ve beyazlama ortalama 1 saat sürer. Lazerle diş beyazlatma yöntemi olarak da bilinir. Kombine tipi beyazlatma hem ofis hem de ev tipinin beraber uygulandığı diş beyazlatma yöntemidir. Ofis veya klinikte uygulandıktan sonra Beyazlatmanın dişlere hiçbir zararı yoktur. Diş beyazlatma yöntemi mine yüzeylerine uygulanan beyazlatma ilacının aktivasyonunu sağlamak ve süreyi kısaltmak içindir
5 Ocak 2017 Perşembe
Saç Mezoterapisi ile Saglikli Saçlar
Saç Mezoterapisi Nedir?
Saç hücrelerinin ihtiyaç duyduğu mineral, vitamin ve protein gibi bileşenleri saç köküne küçük iğneler ile enjekte edilmesini sağlayan yönteme Saç Mezoterapisi adı verilmektedir. Bu yöntem ile saç köklerini besleyen bileşenlerin kolay bir şekilde saça intikal edilmesi sağlanır. Ağrısız ve acısız olan bu yöntem ile saç dökülmesinin önüne geçilebileceği gibi, saç hücreleri de beslenir ve saçların daha canlı olması sağlanır. Uygulamayı gerçekleştirebilmek adına bilgisayara bağlı olan bir cihaz ve 2-4 mm’lik iğneler kullanılır. Bu iğne çeşitleri ile saçın ihtiyacı olan bütün vitaminler acısız, ağrısız ve kolay bir şekilde saç derisine uygulanır.
Saç hücrelerinin ihtiyaç duyduğu mineral, vitamin ve protein gibi bileşenleri saç köküne küçük iğneler ile enjekte edilmesini sağlayan yönteme Saç Mezoterapisi adı verilmektedir. Bu yöntem ile saç köklerini besleyen bileşenlerin kolay bir şekilde saça intikal edilmesi sağlanır. Ağrısız ve acısız olan bu yöntem ile saç dökülmesinin önüne geçilebileceği gibi, saç hücreleri de beslenir ve saçların daha canlı olması sağlanır. Uygulamayı gerçekleştirebilmek adına bilgisayara bağlı olan bir cihaz ve 2-4 mm’lik iğneler kullanılır. Bu iğne çeşitleri ile saçın ihtiyacı olan bütün vitaminler acısız, ağrısız ve kolay bir şekilde saç derisine uygulanır.
Mezoterapi ile Selulit Tedavisi Mükemmel Sonuclar
Selülit nedenleri nelerdir?
Genetik faktörler, hormon bozuklukları, dolaşım bozuklukları, bağ doku zayıflığı, yanlış beslenme ( aşırı yağlı, yüksek karbonhidrat değerli yiyecekler, aşırı şekerli ve kafeinli içecekler ile alkol tüketimi ), hareketsizlik, ergenlik dönemindeki hızlı yağ doku depolanması ve gebelik başlıca nedenler arasındadır. Daha çok kadınlarda görülen bir rahatsızlık olması araştırmacıların östrojen hormonla selülit arasında ilişki kurmalarına neden olmuştur.
Selülitin gelişmesi için kişinin ideal kilosunun üzerinde aşırı kilolu olması gerekmez. Zayıf kişilerlede yukarda geçen sebeplerden herhangi biri nedeniyle selülit görülebilmektedir.
Selülit kaç evreye ayrılır?
Muayene ile teşhis kriterlerine ve hastada yarattığı semptomatolojiye göre 3 evreye ayrılır; 1.evre hafif, 2.evre orta, 3.evre ileri
1.Evre selülitin oluşma evresidir. Bu evrede kişi ayaktayken ve yatarken belirgin bir görüntü deformitesi yoktur ancak doku sıkıştırıldığın da yada oturup bası uygulandığında selülitli alan görünür hale gelir.
2.Evre dokuyu sıkıştırma testinde selülit (+) pozitiftir ve artık ayaktayken de belirgin deformite oluşmaktadır. Sadece yatınca selülit görünmez
3.Evre, bu evrede artık selülit ilerlemiştir. Hem sıkıştırma testi pozitiftir, hem de gerek ayakta gerekse yatarken selülitli alan kolayca gözlemlenebilir. Bu düzensiz yağ birikimleri artık sert fibrotik nödülasyonlara dönüşmüştür ve ağrılı semptomlar verirler.
Evre 1 ve 2 medikal estetik de selüliti yakalama ve erken dönemde tedavi açısından son derece değerlidir. Bu dönemde hekimin vereceği doğru beslenme ve egzersiz önerileriyle büyük oranda selülit geriler ancak dirençli bir kısmına yada önerilere uyum sağlayamayan hastalara mezoterapi, kavitasyonel ultraporasyon, endo dermal masaj kombinasyonları başarılı bir şekilde uygulanır.
Selülit mezoterapisinde hangi ilaçlar kullanılır?
Selülit mezoterapisinde çok çeşitli ilaçlar farklı etki mekanizmalarından faydalanmak amacıyla, tek başlarına yada çeşitli kombinasyonlar halinde kullanılabilirler. Bu amaçla hyalüronidaz, kollojenaz, fosfotidilkolin, L-karnitin, organik silika, DMAE, esberiven rutin, mezostabil, X-ADN gibi ampüllerden çeşitli konsantrasyonlarda solüsyonlar hazırlanarak uygun mezoterapi iğneleriyle minidoz multienjeksiyon prensibiyle selülitli bölge taranır. Bu ürünler aşağıdakilerden bir yada birkaçını sağlayarak etki ederler :
Lipolitik ( yağ yakıcı)
Fibrolitik ( fibrotik bantları ortadan kaldıran)
Anti ödem ( şişlik giderici )
Dolaşım destekleyici ( yağ hücresinin oksijenlenerek lipaz aktivesiyle küçülmesini sağlar )
Cildi tonifiye edici ( yüzey pürüzlerini giderip portakal kabuğu görüntüsünün yok olmasını sağlar )
Selülit mezoterapisi ağrılı mıdır?
Bu işlemdeki ağrı kesinlikte kişilerin tolere edebileceği düzeydedir. Ancak uygulamanın hem hasta hemde hekim için konforlu geçmesi amacıyla hazırlanan mezokokteylerin içine belli oranlarda lokal anestezik ilaç eklenebilir. Öncesinde alan steril solüsyonlarla silinir işaretlenir ve topikal anesteziyle cilt işleme hazır hale getirilir. Uygulama yapılacak alanın genişliğine göre değişmekle beraber ortalama 30-45 dakika sürer.
Yan etkileri var mıdır?
Enjeksiyon ile uygulanan bir işlem olduğundan nadiren de olsa hafif kanama, morarma, kızarıklık ve şişlikler oluşabilir. Bunların tamamı tedavi gerektirmeden iyileşme sağlar. Mezoterapide kullanılan ürünler yüksek teknolojiyle üretilmiş alerjen içermeyen ilaçlar olduğundan yan etki profili son derece düşüktür.
Genetik faktörler, hormon bozuklukları, dolaşım bozuklukları, bağ doku zayıflığı, yanlış beslenme ( aşırı yağlı, yüksek karbonhidrat değerli yiyecekler, aşırı şekerli ve kafeinli içecekler ile alkol tüketimi ), hareketsizlik, ergenlik dönemindeki hızlı yağ doku depolanması ve gebelik başlıca nedenler arasındadır. Daha çok kadınlarda görülen bir rahatsızlık olması araştırmacıların östrojen hormonla selülit arasında ilişki kurmalarına neden olmuştur.
Selülitin gelişmesi için kişinin ideal kilosunun üzerinde aşırı kilolu olması gerekmez. Zayıf kişilerlede yukarda geçen sebeplerden herhangi biri nedeniyle selülit görülebilmektedir.
Selülit kaç evreye ayrılır?
Muayene ile teşhis kriterlerine ve hastada yarattığı semptomatolojiye göre 3 evreye ayrılır; 1.evre hafif, 2.evre orta, 3.evre ileri
1.Evre selülitin oluşma evresidir. Bu evrede kişi ayaktayken ve yatarken belirgin bir görüntü deformitesi yoktur ancak doku sıkıştırıldığın da yada oturup bası uygulandığında selülitli alan görünür hale gelir.
2.Evre dokuyu sıkıştırma testinde selülit (+) pozitiftir ve artık ayaktayken de belirgin deformite oluşmaktadır. Sadece yatınca selülit görünmez
3.Evre, bu evrede artık selülit ilerlemiştir. Hem sıkıştırma testi pozitiftir, hem de gerek ayakta gerekse yatarken selülitli alan kolayca gözlemlenebilir. Bu düzensiz yağ birikimleri artık sert fibrotik nödülasyonlara dönüşmüştür ve ağrılı semptomlar verirler.
Evre 1 ve 2 medikal estetik de selüliti yakalama ve erken dönemde tedavi açısından son derece değerlidir. Bu dönemde hekimin vereceği doğru beslenme ve egzersiz önerileriyle büyük oranda selülit geriler ancak dirençli bir kısmına yada önerilere uyum sağlayamayan hastalara mezoterapi, kavitasyonel ultraporasyon, endo dermal masaj kombinasyonları başarılı bir şekilde uygulanır.
Selülit mezoterapisinde hangi ilaçlar kullanılır?
Selülit mezoterapisinde çok çeşitli ilaçlar farklı etki mekanizmalarından faydalanmak amacıyla, tek başlarına yada çeşitli kombinasyonlar halinde kullanılabilirler. Bu amaçla hyalüronidaz, kollojenaz, fosfotidilkolin, L-karnitin, organik silika, DMAE, esberiven rutin, mezostabil, X-ADN gibi ampüllerden çeşitli konsantrasyonlarda solüsyonlar hazırlanarak uygun mezoterapi iğneleriyle minidoz multienjeksiyon prensibiyle selülitli bölge taranır. Bu ürünler aşağıdakilerden bir yada birkaçını sağlayarak etki ederler :
Lipolitik ( yağ yakıcı)
Fibrolitik ( fibrotik bantları ortadan kaldıran)
Anti ödem ( şişlik giderici )
Dolaşım destekleyici ( yağ hücresinin oksijenlenerek lipaz aktivesiyle küçülmesini sağlar )
Cildi tonifiye edici ( yüzey pürüzlerini giderip portakal kabuğu görüntüsünün yok olmasını sağlar )
Selülit mezoterapisi ağrılı mıdır?
Bu işlemdeki ağrı kesinlikte kişilerin tolere edebileceği düzeydedir. Ancak uygulamanın hem hasta hemde hekim için konforlu geçmesi amacıyla hazırlanan mezokokteylerin içine belli oranlarda lokal anestezik ilaç eklenebilir. Öncesinde alan steril solüsyonlarla silinir işaretlenir ve topikal anesteziyle cilt işleme hazır hale getirilir. Uygulama yapılacak alanın genişliğine göre değişmekle beraber ortalama 30-45 dakika sürer.
Yan etkileri var mıdır?
Enjeksiyon ile uygulanan bir işlem olduğundan nadiren de olsa hafif kanama, morarma, kızarıklık ve şişlikler oluşabilir. Bunların tamamı tedavi gerektirmeden iyileşme sağlar. Mezoterapide kullanılan ürünler yüksek teknolojiyle üretilmiş alerjen içermeyen ilaçlar olduğundan yan etki profili son derece düşüktür.
6 AY KALICI BOTOX UYGULAMALARIMIZ
ÖNCESİ SONRASI BOTOKS
Yaşlanma, stres, güneş etkileri, sigara, hava kirliliği, menopoz gibi daha pek çok faktör hücre düzeyinde serbest radikallerin üretimini hızlandırarak ciltteki kırışıklıkları arttırmaktadır. Yaşlanma kaçınılmazdır, ama etkilerini azaltmak ve geciktirmek kişilerin kendi elindedir.
Botoks nedir?
Botoks; "Clostridium botulinum" isimli bakteriden elde edilen tıbbi bir proteindir. Bu protein, aslında çok uzun zamandır göz ve nörolojik hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Kırışıklıkları gidermek amacıyla ise 10 yıldır güvenli ve başarılı bir şekilde kozmetikte kullanıma girmiştir.
Botoks; orta ve derin kırışıklıkları gidermede cerrahi olmayan, kozmetik bir ürün olarak kabul edilmektedir.
2002 yılında Amerikan Gıda ve İlaç yönetimi Kurumu (FDA) tarafından kozmetik kullanımına onay verilmiştir. Şu ana kadar yalnızca ABD’de bir milyon uygulama yapılmıştır.
Amerikan Estetik Plastik Cerrahi Topluluğu tarafından ise Botoks, 2002 ve 2003 yıllarında hekimlerin uyguladığı cerrahi ve cerrahi olmayan kozmetik işlemler içinde "en popüleri" olarak değerlendirilmiştir.
Hangi durumlarda botoks kullanılır?
Nörolojide spastik kas problemlerinin giderilmesinde ve şaşılık gibi göz hastalıklarının tedavilerinde yıllardır uygulanmaktadır.
Kozmetik dermatolojide ise özellikle cilt kırışıklıklarının azaltılması ve bazı kişilerde daha sık olarak görülebilen aşırı terlemelerin (Hiperhidrosis) giderilmesi amaçları ile kullanılmaktadır.
Botoks nasıl etki eder?
Dinamik çizgiler, yüz ifade çizgileridir; mimik hareketleri sırasında (kaş çatma, konuşma, gülme…) cilt altındaki küçük kasların kasılmalarıyla oluşur. Bu kasların kasılması zamanla cilde yerleşerek kalıcı çizgi ve kırışıklıkları oluşturur. Botox, enjeksiyon yapılan bölgede sinirlerdeki geçişi bloke edip "kas kasılmasını engelleyerek" buradaki derinin gerginliğini sağlar Bu çizgiler erken dönemde botox tedavisiyle düzeltilebilir. Zamanla çizgiler derinleşir tek başına botoks tedavisi yeterli düzelmeyi sağlayamaz başka ek tedaviler uygulanır.(lazer, peeling, dolgu maddesi enjeksiyonu…)
Botoks kimlere uygulanabilir?
18-65 yaş arası herkese uygulanabilir. Özellikle yüz ve boyundaki kırışıklıkların tedavisinde kullanılır. Gebe ve emzirenlerde ise uygulanması önerilmez.
Botoks nasıl uygulanır?
Botoks tedavisi yaptırmayı düşünüyorsanız bu tedaviyle ilgili beklentilerinizi ve endişelerinizi doktorunuzla paylaşmalısınız. Doktorunuz bu tedaviyle alacağınız sonuçları sizinle paylaşacak böylece tedavinin başarısı sağlanacaktır. Her hastanın tedavisi kendi kas yapısına ve cilt özelliklerine göre planlanır.
İşlem öncesinde lokal anestezik bir krem sürülebilir.
Kişinin kas yapısı göz önüne alınarak belirlenen kırışıklık noktalarına çok ince uçlu iğnelerle küçük dozlarda enjeksiyon yapılır.
Tedavi genelde 10-15 dakika sürer ve uygulama sırasında minimal rahatsızlık hissedilir.
İlaç, yalnızca enjekte edilen bölgede etkilidir genel dolaşıma karışmaz.
Uygulamadan sonra iki hafta içinde beklenilen etki başlar.
Botoks en sık hangi bölgelere uygulanır?
Alındaki yatay çizgiler İki kaş arasındaki çizgiler Göz çevresi çizgileri Ağız çevresindeki çizgiler Boyun çizgileri
Botoks sonrası hasta ne zaman normal aktivitesine döner?
Hasta enjeksiyon sonrası normal aktivitesine hemen dönebilir.
Botoksun etki süresi ne kadar devam eder?
Botox tedavisi 6 aylık bir düzelme sağlar. Uygulamalar tekrarlandıkça bu sure 8-10 aya kadar çıkabilir.
Botoks tedavisine başladıktan sona devam etmek zorunda mıyım?
Botoks tedavisine başladıktan sonra devam etmek zorunda değilsiniz tedavinin etkisi geçtikten sonra bile çizgiler uzun bir sure eski yoğunluğuna dönmez. Uygulamalara devam edilirse giderek daha başarılı sonuçlar alınır. Çizgiler giderek hafifler ve yenilerin oluşması engellenir. Cilt eskiye nazaran daha iyi bir görünüm kazanır. Botoks yaptırdığımda yüzümde doğal olmayan bir ifade olur mu? İlk kez botoks yaptıran hastaların en sık sordukları sorudur. Bu konudaki endişenizi doktorunuzla paylaşırsanız tedavi dozlarınız buna göre düzenlenecek ve son derece doğal genç bir ifade sağlanacaktır. Botoks tedavisine erken yaşlarda mı geç yaşlarda mı başlamak daha doğrudur? Bu tedaviye başlanamak için özel bir yaş yoktur. Kişinin kas ve cilt yapısına göre çok erken yaşlarda uygulama ihtiyacı doğabileceği gibi çok daha ileri yaşlarda bu ihtiyaç olmayabilir. Çizgilerin yeni başladığı dönemde botoksla çok iyi sonuçlar alınırken daha oturmuş çizgilerin tedavisinde tek başına botoks yeterli olmamakta dolgu maddesi enjeksiyonu, lazer ve peeling tedavileri gerekmektedir. Bu nedenle erken başlanan tedavilerle daha başarılı ve doğal sonuçlar sağlanır. (Aşağıdaki resimlerde botoks öncesi ve sonrası dönemdeki ciltteki görünüm izlenmektedir) Botox uygulamasının riskleri nelerdir? Bu konuda eğitim almış uzman kişiler tarafından uygulandığında işlemin riskleri yok denecek kadar azdır.
Uygulama bölgesinde hafif morarma ve kızarıklık, baş ağrısı, nadiren grip benzeri şikayetler olabilir. Tedavi sonrası uygulama yapılan bölge ovuşturulmamalı, baş dik tutulmalı, ağır egzersizden kaçınılmalıdır.
Bu problemin çözümünde aşırı terlemenin olduğu bölgeler tespit edilerek, cilde ince iğnelerle küçük dozlarda botox enjeksiyonu yapılır.
İşlem süresi ortalama 15 dakika’dır.
Tedaviyi takiben 1 hafta içinde etki başlar ve genelde 6ay devam eder.
|
AQUAFİLLİNG AMELİYATSIZ GÖĞÜS DOLGUSU 8 YIL KALICI
Aquafilling İle Ameliyatsız Göğüs Büyütme Diklestirme 8Yıl Kalıcı
Aquafilling İle Ameliyatsiz Göğüs Büyütme
Aquafilling, bir çeşit dolgu maddesi
denilebilir. Fakat içerik olarak hyaluronik asit içeren cilt dolgularından farklıdır. Aquafilling, bir jeldir ve içeriğinde hydraulics yani su bulunan bu jel enjekte edildiği yerde bazı olumlu tepkimeler ile yumuşak doku içinde hacim sağlar.
Aquafilling İle Meme Büyütme Nasıl Yapılır ?Aquafilling, tıpkı dolgu gibi hazırlanarak, enjektör yardımı ile göğüslere uygulanır. Enjekte işleminden önce lokal anestezi uygulaması ile işlem yapılacak olan alan hissizleştirilir. Bu şekilde hasta konforu sağlanır. Doktor tarafından, uygun olan noktalara, doktorun belirlediği doz ile aquafilling enjekte edilir.
Etken madde, göğüslerin ne kadar büyümesi isteniyorsa o etkiyi yaratcak kadar enjekte edilir. Bu ayar ancak tecrübeli bir doktor tarafından tahmin edilebilir. Bu nedenle uygulama için doktor seçimi önemlidir.
Öncesi Sonrası
Aquafilling İle Meme Büyütme Kalıcı Bir Çözüm Müdür ?Aquafilling ile göğüs büyütme, ömür boyu kalıcılık sağlamaz. Fakat diğer dolgu maddelerine göre çok daha uzun süre kalıcılık sağlar. Aquafilling bazı hastalarda 8 yıla kadar kalıcılık sağlar.
Aquafilling Kimlere Uygulanabilir ?Aquafilling, sağlık ve hormonal durumu elverişli olan hastalarda yapılabilir. Bu uygulama için ideal adaylar;
Herhangi bir hastalık için ilaç tedavisi görmemeli
Alerjik hastalıklar yaşamamalı.
Göğüsleri küçük olmalı
Memede şekil olarak bir değişim istememeli sadece hacim ve daha dolgun bir göğüs talep etmeli. Bu adaylar aquafilling için en uygun adaylardır.
Ameliyatsız Meme Büyütme Fiyatları Nelerdir ?Ameliyatsız meme büyütme fiyatları, hangi yöntem ile meme büyütme yapılacağına göre şekillenmektedir. Bu nedenle öncelikle hangi yöntem ile operasyon yapılacağı belirlenmelidir. Her yöntemin ve yöntem içi uygulama adımlarının fiyatları farklıdır. Bu nedenle muayene olmanız ve doktorunuzla talep ettiğiniz göğüs tipini konuşmanız önemlidir.
NAİSOBİNAL DOLGU UYGULAMALARIMIZ
ÖNCESİ SONRASI
Dolguyla Yüz Estetiği 10 dk. da 10 yıl gençleşmek mümkün !
Son yıllarda estetik cerrahi uygulamalarında büyük ilerlemeler kaydediliyor. Özellikle ameliyatsız estetik uygulamalarına olan büyük rağbet bu alandaki gelişmelerinde önünü açıyor. Aslına bakarsanız kişilerin ameliyatsız estetiğe ilgi duyması rağbet etmesi çok da anlaşılabilir bir durum, çünkü anestezi almadan, kanama olmadan, bir iyileşme dönemi gerektirmeyen uygulamaları tabi ki hepimiz tercih ederiz. Bu alandaki en etkileyici ve tercih edilen uygulamalardan bir tanesi de tabi ki yüz dolgusu uygulamalarıdır.
Yüz dolgusu nedir ? Dolguyla Yüz Estetiği Nasıl yapılır ?
Aslında pek çoğumuz artık bu konularda bilgi sahibiyiz ancak burada kısaca anlatmak gerekirse, vücuda uyumlu olan bir maddenin dokuya verilmesiyle, dokuya hacim kazandırılması ve kırışıklıkların ortadan kaldırılması işlemidir. Yüz dolgularını muayenehane koşullarında ve özel soğutucular yardımıyla hastanın neredeyse hiç ağrı hissetmemesini sağlayarak gerçekleştirebiliyoruz. İşlem çok ince ve özel uçlu kanüller yardımıyla uygun doku katmanına dolgunun verilmesiyle gerçekleştiriliyor. İşlemden sonra hafif bir kırmızılık ve şişlik olabiliyor ancak 2-3 saat içerisinde tamamen normale dönüyor hatta pek çok hastada her hangi bir kırmızılık yada şişlik dahi oluşmuyor.
İşlem aslında bir yüz şekillendirme işlemi yani bir nevi yüz estetiği yapıyorsunuz ?
Bu nokta önemli bir zihniyet farklılığını yansıtmaktadır dolguyla yüz estetiği uygulamalarında. Pek çok hasta ve hekim tarafından Dolgu uygulaması sadece bir bölgedeki kırışıklığın açılma işlemi olarak algılanmaktadır, durum böyle olunca da siz yüzün sadece bir bölümünü düzeltmiş olursunuz o kadar. Oysaki yüze bütüncül bir yaklaşım yüz estetiği uygulamalarında olduğu gibi dolguyla yüz estetiği içinde temel prensip olmalıdır. Yani sadece burun kenarı kırışıklığını düzelttiğiniz bir hastada göz altı çukuru derinleşmişse, elmacık kemikleri ve orta yüz volümü azalmışsa, yanaklar çökmüşse istediğiniz gençleşmeyi maalesef elde edemezsiniz. Dolayısıyla dolgu ile yüz gençleştirme isteyen bir kişide ben tüm yüzdeki volüm kaybını, bozulan oranları, sarkmaları değerlendiririm ve bunların düzeltilmesi için hastama bir plan hazırlarım. Bu plan içerisinde kişisel taleplerde dikkate alınarak bazı eklemeler, yada çıkarımlar veya uygulanacak dolgu miktarlarında değişiklikler yapılabilir elbette. Örneğin bazı hastalar elmacık kemiğinin dolgun olmasından hoşlanırken, bir diğeri elmacık kemiğine yapılacak dolgunun sadece sarkan yüzü yukarı alacak miktarda ve doğal olmasını talep edebilir, dolayısıyla beklenti analizi en az mevcut problemlerin analizi kadar önemlidir.
Dolguyla yüz estetiği uygulamasında neler yapabiliyorsunuz ?
Bugün artık inanın dolgu ile neredeyse bir yüzde cerrahi olarak yapabileceğimiz çoğu şeyi yapmak mümkün. Düşünsenize bir hastanın burun şeklini, çene ucu görünümünü, elmacık kemiğinin dolgunluğunu, göz altı çukurları, yanak çöküntülerini, şakak çöküntülerini dolgu ile gidermek mümkün. Yani 10 dk.’lık bir uygulama ile yüz hatlarını değiştirmek, yüzünüzdeki orantısızlıkları gidermek veya yaş ile ortaya çıkan hacim kayıpları, çukurlaşmalar, kırışıklıklar ve sarkmaları tamamen giderebiliyoruz. Örneğin profil görünümünden hoşlanmayan bir hastanın görünümünü burun dolgusu ve çene ucu dolgusu ile düzelttikten sonra fotoğrafını çekip kendisine gösterdiğinizde, hayretle ve büyük bir mutlulukla kliniğimizden ayrıldıklarına çokça şahit olmuşumdur.
Hastalar estetik dolgu uygulaması yaptırırken nelere dikkat etmeliler ?
Bu noktada 2 önemli şey var dikkat edilmesi gereken; bir tanesi tabi ki doğru hekim seçimi. Burada estetik dolgu uygulamasının sadece bir enjeksiyon olmadığını anlayabilirsek, hekim seçiminin niçin önemli olduğunu da kavrayabiliriz. Enjeksiyon bir teknisyenlik işidir oysaki burada bahsettiğimiz şey, bir “Yüz Gençleştirme” ve “Yüz Güzelleştirme” cerrahisi ile yapılabilecek şeylerin “Yüz Dolgusu” uygulamaları ile gerçekleştirilmesidir. Dolayısıyla bunu yapacak hekimin yüz anatomisini çok iyi bilmesi, yüzdeki estetik oranlara hakim olması gerekir. Sadece bunlar yeter mi, tabi ki yetmez, bunların yanı sıra hekimin estetik görüsü ve uygulama becerisi de önem kazanır. Bu bakımdan “Dolguyla Yüz Estetiği” uygulaması yapacak hekimlerin, yüz estetiği konusunda tecrübeli hekime yapılması gerekir
Diğer önemli nokta ise kullanılan dolgu malzemesinin kalitesi, gerek hastanın güvenliği gerekse dolgunun kalıcılığı açısından hastaların buna çok dikkat etmesi gerekiyor. İşlem öncesi mutlaka kullanılacak dolgu malzemesinin markası ve güvenilirliği ile ilgili bilgi talep edilmelidir. Hatta piyasada güvenilebilecek 3-4 dolgu malzemesi dışındaki dolguların kullanımına onay vermemeleri gerekir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)